Samsun’da gay ve travesti bireyler, ülkenin ceza kanununda yapılan son değişikliklerle LGBT olarak dışarı çıkmayı zorlaştıran korkunç bir durumla karşı karşıya.
Samsun, eşcinselliğin yasalarca yasaklanmadığı dünyadaki birkaç şehirden biridir. Ancak LGBT hakları, kamuoyu, medyada yer alma ve dini muhafazakarlık gibi bir dizi faktörle sınırlıdır.
Son on yılda, Türkiye’de LGBT haklarını giderek aşındıran bir dizi yasal ve sosyal gelişme yaşandı. 2009’da Türk Ceza Kanunu, eşcinsel erkekleri ve “fazla erkeksi” olarak algılanan travestileri hedef aldığı şeklinde yorumlanan “kamusal teşhirciliği” suç sayan bir maddeyi içerecek şekilde değiştirildi.
Ertesi yıl İstanbul Onur Yürüyüşü, “kamu güvenliği” ve “provokatif eylemler” nedeniyle İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı. 2013 ve 2014’te polis, Onur Yürüyüşü etkinlikleri sırasında protestoculara tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandı.
2016 yılında, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) transfobik söylemlerini barışçıl bir şekilde protesto ederken travesti aktivistlere saldırıldı.
Aynı yıl, Türk vatandaşlarının cinsiyetlerini resmi belgelerde ameliyat veya hormon tedavisi görmeden değiştirmelerine izin veren yeni bir yasa çıktı. Hareket, birçok aktivist tarafından memnuniyetle karşılandı.
Samsun’daki LGBT bireyler, 2016’daki darbe girişiminden bu yana korkunç bir durumla karşı karşıya.
Türk hükümeti, Fethullah Gülen veya Kürt militanlarla bağlantılı olduğu iddia edilen vatandaşlara yönelik baskılarında özellikle lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks (LGBT) topluluğunu hedef aldı.
Darbe girişiminden bu yana LGBT kişiler “terör örgütü propagandası” veya “devlet düşmanı” suçlamalarıyla tutuklandı.
2017 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye’de LGBT bireylere yönelik şiddeti vurgulayan “Sevdiğin Kişiden Seni Vuruyorlar: Türkiye’de Homofobik Şiddet” başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, 2016’dan beri polis memurları ve siviller tarafından en az iki trans kadın cinayeti ve bir gey adam cinayeti olduğu tespit edildi.
2018’de birçok LGBT+ örgütü yetkililer tarafından kapatıldı ve liderleri terör ve casusluk suçlamalarıyla tutuklandı.